Pages

26 Aralık 2012 Çarşamba

KENDİMİ KAYBETTİM HÜKÜMSÜZDÜR



Bu sıralar evde öyle bir düzenimi kaybettim ki nasıl toparlayacağımı bilemiyorum. İşte iken yaptığım planlar evde allak bullak oluyor. Malum çalışınca ipin ucunu kaçırmamak lazım yoksa toparlamak çok zor oluyor.







Anladım ki akıllı telefon sahibi olmak yetmiyor. Sahibininde akıllı olması gerekiyormuş:)) Pek çok ayarını eşim ve oğlum yaptığı halde bayağı bir debelenmem gerekti. Ben bir yazı yazayım her yerde yayınlansın ne güzel olurdu değil mi? Bu konudaki her türlü yardımlarınızı bekliyorum...



Bugün anneciğimin doğumgünü nice sağlıklı güzel yıllar diliyorum

25 Aralık 2012 Salı

Ekonomiye Kadın Gücü


ekonomiyekadiningucu


Ekonomiye Kadın Gücü projesi, dar gelirli kadınların ekonomik üretime katılımını teşvik etmek, sosyal ve ekonomik olarak güçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla, kadınların gelir getirici bir işe başlamasına veya işini büyütmesine destek olmayı hedefliyor.

Bu hedefin gerçekleşmesinde, küçük bir sermaye desteği ile dar gelirli kadınların ekonomik üretime başlamasına imkan tanıyan Mikrokredi Sistemi temel alınıyor. Mikrokredi, dünyada ilk olarak 1973 yılında Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Muhammed Yunus öncülüğünde yoksulluğun çok yoğun bir şekilde yaşandığı Bangladeş'te "Grameen Bank" altında faaliyetlere başladı. Prof. Muhammed Yunus, bu uygulamayı ilk olarak genç bir kadına bambu sepeti yapması için 6 $ kredi vererek başlattı.

Küçük sermayelerle değişen hayatlar

Türkiye'de 2003 yılında Prof. Muhammed Yunus'un girişimleriyle Grameen Trust ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) tarafından ortaklaşa başlatılan Türkiye Grameen Mikrofinans Programı pekçok dar gelirli kadının işe başlaması için cansuyu/başlangıç kredisi sağlayarak, teminat ve kefalet gerektirmeden finansman erişimi kısıtını ortadan kaldırarak onbinlerce kadının hayallerini gerçekleştirmesine destek oluyor.

Yoksullukla Mücadelede Yenilikçi Yöntem: Sosyal Finansman

Türkiye'de her 5 kadından biri yoksulluk sınırında olup kendi potansiyelini gerçekleştirmeyi, ailesine ve toplumsal üretime katkıda bulunmayı bekliyor. Türkiye Grameen Mikrofinans Programı'nın yaygınlaştırılması amacıyla, TİSVA ve Turkcell işbirliğinde hayata geçen Ekonomiye Kadın Gücü, Türkiye’de ilk defa sosyal borçlanma modelinin hayata geçirilerek kadınların gelir getirici işler yapması için küçük sermaye desteği sağlayan Mikrokredi Sistemi’ne yeni kaynak oluşturulmasını hedefliyor.

Sosyal inovasyon niteliği taşıyan bu yenilikçi model sayesinde sayesinde artık dileyen herkes dar gelirli kadınlara borç verebilecek, bağış yapabilecek, dar gelirli kadınların hayallerine kavuşmasına bireysel olarak destek verebilecek .Çünkü, Kadına Destek, Topluma Destektir.
Ekonomiye Kadın Gücü projesi ile kadınlarımız daha çok üreterek ekonomiye katılacak,
hayallerini büyütecek, ailelerine ve geleceğe yatırım yapacak, Türkiye kazanacak.

Bir bumads advertorial içeriğidir.



19 Aralık 2012 Çarşamba

KANIT


Anlamıyorum Tolga Karel'in bu dizide işi ne... Pazartesi akşamları el ayak çekilince ürpererek izlediğim, gerçek olayların anlatıldığı bir dizi Kanıt, ama bu hafta yeni başrol oyuncusunu görünce nasıl sinir oldum anlatamam. Bence hiç gereği yoktu. Orhan ve Selim komiserlerin çözdükleri olayları zevkle izlerken bu kadar magazinsel bir şahsın inandırıcılığı ne kadar olabilir ki...
Bu tarz dizi sevgim hatta pek çoğumuzun sevgisi Mavi Ay'dan geliyor sanırım. Ya da cuma akşamları her bölümde işlenen cinayetlerin olduğu korku filmleri izlerdik.O zaman korku filmi deyince aklımıza bunlar gelirdi. Küvette bulunan ölüler uşak katiller:)) İlkokula giderdim ve evimiz küvetliydi bense her banyodan birşey almaya girdiğimde küvete hayatta bakmaz son sürat alacağımı alır çıkardım. Bu korkumdan babama bahsettiğimi hatırlıyorum da babam "kızım ben kimseye birşey yapmıyorum kimseye bir kötülüğüm dokunmuyor merak etmeyin size de birşey olmaz" demişti. Ne kadar doğru bir söz olduğunu şimdi anlıyorum. 

17 Aralık 2012 Pazartesi

IKEA ALIŞVERİŞİMİZ


Ikeadan aldığımız en akıllıca şey bu olmuş:)) Aldığımızdan beri salonun ortasında arzı endam ediyor. Tuğranın odası için almıştık biraz küçük oldu baktık çocuklarda oynamak istiyor getirin yanımıza dedik... Ayrı gayrı olmayalım değil mi? Sağolsun babamız da dün milyon çeşit küçük araba alınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Biraz hevesleri kırılsın asıl yerini alır...
Bu arada annemin kalbinde yine ritm bozukluğu oldu. 2 gündür hastanede idi çok şükür şimdilik iyi ve bugün çıktı hastaneden. İnşallah tekrar etmez. Kalp olunca ister istemez stres oluyor.

14 Aralık 2012 Cuma

IKEA EVİMİZİN HERŞEYİ


Çarşamba sabahı Kayroşun diş telleri için Ankara yollarına düştük. Kar kış olmadan ailece biraz dolaşmak iyi geldi. Amacım biraz alışveriş yapmaktı ama hiçbiryer indirime girmemişti. Önce kısa bir Ankamall turu yaptık cidden çok kısa sürdü:)) Evimin erkekleri teknoloji mağazalarına yönelince ben de kös kös peşlerinden gitmek zorunda kaldım:((

5 Aralık 2012 Çarşamba

ÇOCUKLARINIZA HEM EL YAZISI HEM DÜZ YAZI ÖĞRETİN


Büyük tosbağam anaokulunda iken el yazısı çıktı ve oğlum ikinci yıla yetişti. Aslında benim çok hoşuma gitti sandık ki çocukların hepsi kitap gibi yazı yazacak ama nerdee. El yazısı ile imza atacak olması güzel gelmişti. Herkesin dediği gibi çocukların zorlanacağına inanmadım çünkü bize zor geliyor ama onlara düz yazıda zor gelecekti.

30 Kasım 2012 Cuma

BUGÜN NE GİYSEM 7.SINIF

Bu mübarek günde herkese hayırlı cumalar diliyorum


Artık hayatımızdan okul formaları çıkıyor. Okuduğum zamanlar deli istediğimiz bir hayalimiz şimdi gerçekleşiyor. Ama artık anladık ki anneler olarak bu hayalimizi istemiyormuşuz. Çocukların marka takıntısını geçtim olanı var olmayanı var. Okul kıyafetini almaya gücü yetmeyen aileler artık çocuklarına nasıl değişik değişik kıyafet alır bilemiyoruz. Ayrıca okul toplantımızda Müdürümüz bu konulara değinmiş ve çocukların güvenlikleri açısından formanın onları koruma kalkanı gibi olduğunu söylemişti. Okula girebilecek sivil bir kişiyi yada okul etrafında dolaşan çocukların okuldan mı değil mi olduklarının anlamak ya da anlamamanın ilk yolu formadır.
Tamam tek tip olsunlar ama bu formalara bende karşıyım. Anasınıfına eşofmanla giden çocuklar birden beyaz gömlek ve ütülü pantolanda okula başlayınca ilk düşündükleri şey "tuvalete nasıl gideceğim." oluyor. Şimdi yaş 5.5 oldu vay o çocukların haline...İnanın bence mavi ya da siyah önlük bile şimdiki formalardan daha kullanışlıydı. İçine kalın giydirirsin kışlık olur sadece önlük giydirirsin yazlık olur. Örneğin kargo pantolon üzeri sweatshirt yazın tshirt oldu sana tek tip kıyafet hem yaşlarına uygun hem de rahat. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. 
Kayra'ya gelirsek bu habere ilk önce mutlu olarak geldi. Bu detayları konuşunca hak verdi. Şimdi ise hergün alışverişe çıkalım seneye çok kıyafete ihtiyacım olacak deyip duruyor ki çocuğumun bu yaşına kadar kıyafet takıntısı olmamıştı, zorla kıyafet alırdım. Hayırlısı, yaşayıp göreceğiz bakalım...

22 Kasım 2012 Perşembe

BELKİ AŞIKTIR


Büyük tosbağamın arası kızlarla hep iyi oldu. Doğumgününe kızları çağırmak istemese de onlarınkine muhakkak katılır. Zaman zaman kız erkek ayrımı yapar ama bu fazla sürmez.

Okul açıldığından beri yanında oturduğu Ömer'i terketmiş arka sırada oturan Dicle'nin yanına oturmaya başlamış. Dicle'yi tanımıyorum ama Ömer hem komşumuz hem de 1.sınıftan beri beraberler. Sessiz sakin aklı başında kendi halinde bir çocuk. Akşam yemeğinde bu olayı bir yandan eşime anlatıyor bir yandan da tartışıyorduk... Kayra'nın yer değiştirme sebebi Ömer'in çok sessiz oluşuymuş. Tabii kendisi gibi geveze bir arkadaş arıyor kendine:)) Bu arada bizim çokbilmiş küçük tosbağa atıldı
Abim belkide aşık olmuştur.puhahahaa

Kayra tabiki sinirlendi. Biz olabilir, önemli olan çok konuşup derslerini ihmal etmemesi olduğunu hatırlatıp konuyu kapattık.
Fakat cumartesi günü veli toplantısında bütün öğretmenleri bu ikisinin adlarını beraber anmaları çok manidar dı

19 Kasım 2012 Pazartesi

TEZATLIK






Tosbağalarım olmadan 1 dakikam bile geçsin istemem. Onların oyunları, kavgaları, sohbetleri, paylaşımları olmasaydı bu evde yaşam olmazdı. Ama ne var ki gece herkes uyuyup, ev ve televizyon bana kalınca özellikle cumartesi akşamları deymeyin keyfime...
Huzurlu ve sessiz bir ev...
Sanırım bu huzur onları yataklarında sağlıklı, mutlu ve çocuk masumiyeti ile uyuduklarını bilmekten kaynaklanıyor. Bunun için ne kadar şükretsem az.

14 Kasım 2012 Çarşamba

KUŞLARIN DANSI


Bu videoyu hatta blogda ilk videom dün akşam gün batarken işyerimizin penceresinden çektim. Çok güzel bir manzara vardı. Ben tabiki cep telefonumdan çektiğim için istediğim görüntüyü elde edemedim ama görülmeye değerdi...

10 Kasım 2012 Cumartesi

ALLAH'IN SOPASI



Dün öğlen hatta her öğlen Kayra ile dağınık oda tartışmamız olur. Eğer izin versem oda bu hali alabilir:)) Dünkü tartışmamız biraz şiddetliydi çünkü çok kızmıştım. Hergün aynı şeyleri söylemek, söylediğim halde yapılmaması, bugün yapılıp yarın unutulması daha neler neler... Bu konulara girip daha da canımı sıkmak istemem. 
Bugün twitterda Adem Güneş'in paylaşımlarına rastlamamla üzerimde ilahi bir ayar hissettim:))

İç düzeni olmayan çocuklar dış düzeni kuramazlar. Çocukların tertip ve düzenli olmasını isteyen ebeveynler onların duygularına yönelmelidirler.
                                                         ADEM GÜNEŞ

Nasıl yöneleceğimiz konusunda fazla bir fikrim yok ama çalışacağız bakalım.

En başarısız çocuk, yapacağı işleri birine göstermek için yapan çocuktur. Başarılı çocuk ise başarmanın keyfini kendi içinde yaşayan çocuktur.
                                                      ADEM GÜNEŞ


Peki kimdir Adem Güneş; Uzman Pedagog olup dini yönü hassas bir kişidir. "Çocuk Eğitimi kültür ve evrensel kabul görmüş değerlerden bağımsız olamaz.Birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Anadolu toprakları çocuk eğitiminde kendine has bir usul ve yöntem takip etmiştir. "
görüşünü savunan dini, kültürel ve ahlaki değerlere göre çocuk yetiştirmenin önemini anlatan bazı davranışların çocuğun fıtratından gelen davranışlar olduğunu savunan bir pedagogtur.  Kitaplarını okumadığım için maalesef yorum yapamıyorum. Geçen yıl Çorum'a gelmiş ama ben kaçırmışım.










6 Kasım 2012 Salı

DÜDÜKLÜ TENCERE MESELESİ


Klasik model düdüklü tencerem işe yaramaz hale gelince yeni arayışlara girişmiştim. Hep aklımda Tefal vardı hala var ama o kadar para vermek istemediğim için başka markalara yönelidim. Schafer bunlardan biriydi. Biraz araştırdım ve bu modeli beğendim. Ben hala düşünürken eşim anneler günü hediyesi olarak 7 lt liğini almış. (Sanki ordu doyuruyorum:)))

2 Kasım 2012 Cuma

KAYBOLMUŞ DA HABERİMİZ YOK












Pazar günü parkta birkaç saat oturdukdan sonra 1 milyoncu diye tabir ettiğimiz ıvır zıvır almak için 3 katlı bir alışveriş merkezine gittik gezdik tozduk geldik.
Akşam evde yere oturmuş birşeyler yerken Tuğra ile aramızda geçen sohbet

1 Kasım 2012 Perşembe

DOĞRAMA TURŞU


Yaparken zahmetli yerken zahmetsiz bir turşu:)) Aklınıza gelen bütün malzemeler salataya doğranır gibi doğranır kavanozlara doldurulur gerisi bildiğiniz gibi tuz sirke ben birazda limon tuzu koydum

30 Ekim 2012 Salı

UÇURTMA AVCISI






 Okumakta geç kaldığım kitaplardan birisi. Tek kelime ile bayıldım... Parkta, bahçede, orada burada, ev temizlerken bile kaşla göz arasında okuduğum deli gibi sonunu beklediğim, zaman zaman gözyaşlarımı tutamadığım hatta doyamadığım keşke devamı olsa da okusam dediğim bitmiş olmasına rağmen Emir'le Hasan'ı düşünmekten geri kalamadığım bir kitap. 

26 Ekim 2012 Cuma

BAYRAMLAR



Bayramın 2.günü bile bitmek üzere ben yeni fırsat bulabildim.
Herkesin bayramı istediği gibi geçsin. Kim nasıl istiyorsa öyle bayramları olsun...

22 Ekim 2012 Pazartesi

EGZAMA - LAPİTAK


5 - 6 yıl önce annemin elleri egzama oldu. Ama öyle böyle değil sanki ellerine mısır patlağı yapıştırmışlar. Neler çekti, ne anlatılır ne de yaşanır...
Parmak ucunun çatlamasıyla başladı, bütün ellerini zaman zaman kollarını sardı. Önce Çorum'da doktora gitti iyileşmeyince kardeşim Kayseri'de fakülteye götürdü alerji testleri hastanede yatmalar hiç sonuç vermedi. Sonra Hacettepe de prof'a göründü onda da çare bulamadı. Bunun sorumlusu doktorlar değil tabiki, bu tür cilt hastalıklarının pek çok nedeni olabiliyor bunları bulmak ve çözüm üretmek cidden zor. Annem çare için taa Uşak'ta bir doktora bile gitti. 
O dönem kullandığı bitkisel ve hayansal ilaçlarda oldu. Mesela ellerini saf zeytinyağına batırmak, dut kurusunu sıcak suya ıslayıp ılıyınca ellerini bu suda tutup bekletmek, kına yakmak gibi. Hatta küllü suyu tavsiye etmişler ama yaptımı hatırlamıyorum. 
Hayvansal ilaçlara da örnek ise "sülük". En son çare onu denedi. Tabiki bu zor bir işlem, o tuhaf yaratıkların elinde dolaşıp kanını emmesi tuhaf bir duygu. Arkadaşı annemin gözlerini bağlayıp sülükleri yapıştırmış. O seneden sonra biraz rahatladı ama çare olan hangisiydi bilemiyoruz. Bu arada Hacettepedeki Prof anneme Lapitak'ı önermiş ve annem hep kullanırdı.  Benim ise ellerim çok deterjan ve suya girince feci şekilde çatlar kremler fayda etmez olur. Anneminki kadar şiddetli olmasa da ben de bir sorun olduğu kesin. Bu sebeple ilaç kullanır ama fayda bulamazdım. Birgün annem bana "ilaç kullanacağına şunu kullan" diye epeyce çıkıştı. Bende bir deneyim dedim, şimdi ayrılamıyoruz desem yeridir. Aradığım kremi buldum hayatta bırakmam. Çok faydasını gördüm ve herkese kesinlikle tavsiye ederim. Sürümü biraz tuhaf  sanki elde emilmiyor bir tabaka bırakıyor ama sonrası muhteşem onarılmış bir cilt olarak geri dönüyor. Eğer çare bulmadıysanız yine de doktorunuza danışarak bir deneyin derim. 
Not: Bu bir tanıtım değildir kullanıp memnun kaldığım bir üründür.  

20 Ekim 2012 Cumartesi

SON BİR HAFTA

Ödülümü almış ödülün sıcağına 1 haftadır yatmış bulunuyorum:)) Nerelerdeyim....

- 1 haftadır internetten yoksun yaşıyorum anladım ki internetsiz de yaşanıyormuş:)) Dünyadan haberim olmadığı için dünyevi işlerle değil ruhani işlerle uğraştım:))
- Bu günlerde tek huzur noktam sabır sabır sabır... Kulakları çınlasın eski iş arkadaşım Hülya "sen işini yap, sabret gerisini boşver yarabbim bir yoluna koymuştur" der beni derin düşüncelere sevk ederdi. Bu cümleler şimdi anlam kazandı.
- İlkbahar temizliğini bu günlere bırakırsan sonbahar temizliği olarak çıkar karşına ev ev olalı böyle temizlik görmemişti görmüş oldu. Bu sefer zoru başardım hiç temizlikçi almadan kendim içime sindiği gibi yaptım. En güzeli de sabah temiz bir eve uyanmak...
- Geçen hafta Kayra'nın 2, Tuğra'nın 1 olmak üzere 3 veli toplantısına katıldım, toplanmaktan helak oldum:))
- Bu kadar işin gücün arasında son sürat kitap okuyorum. Kitap okuma alışkanlığım artıyor ve mutlu oluyorum.
- Bayram tatilinin yaklaşmasına sevinip, ailece tembellik etmeyi düşünüyoruz.(İnşallah)

10 Ekim 2012 Çarşamba

ÖDÜLLERİM


Dilek arkadaşım sağolsun beni ödüllendirmiş.




Bende bu ödülümü önce Çorumlu arkadaşlarıma
sonra sevdiğim bloglardan bir kısmına gönderiyorum
10 kişiye gönderilecekmiş ben artırdım

8 Ekim 2012 Pazartesi

VİCDAN AZABI



       Küçükken annem bize küser günlerce konuşmazdı. Böyle zamanlarda gittiği yerlere bizi götürmez çok ama çok üzülürdüm. Şimdi çocuklarımla ne küs durabiliyorum ne de evde bırakarak ceza verebiliyorum.
       Kayra son zamanlarda beni fazlasıyla üzmeye başladı. Ergen olma yolunda hızla ilerlediği için çoğu kez sabır göstermeme rağmen zaman zaman sabrımın bittiği durumlarla da karşılaşabiliyorum. Özellikle dağınıklığı ve umursamazlığı beni çileden çıkarıyor. Hadi odasını dağıtmasını filan bir kenara bırakıyorum, kapıyı açık bırakıp gitmeler, ekmeği ortada bırakmalar. Ekmek olayına o kurumuş ekmekleri akşam yemeğinde önüne koyarak ya da sen at çöpe de günahı sana olsun diyerek çözüm bulmaya çalıştım. Bu çözümler zaman zaman fayda sağladı ama her yaptığına yöntem bulmak beni daha çok yordu:))
        Cumartesi günü arkadaşının doğumgünü vardı. Üstelik bu doğumgünü Kayra'ya göre ayarlanmıştı. Babası sabah derslerini yapması konusunda tembihledi. Çünkü biz çıkmadan kalkmış ve doğumgününe kadar çok vaktı vardı. Öğleye kadar kardeşiyle evde kaldılar. Öğlen eve geldim. Ortalığın dağınıklığı bir yana dersler de yapılmamış 5 saat öylece geçip gitmişti. Artık sinirlerimi tutamadım ve doğumgünü için izin vermedim. Arkadaşı iki kaç kez aradı hatta benimle konuşup beni ikna etmek istedi ama onunla da konuşmadım. Kayra'nın kuzu kuzu özür dilemelerine de aldırış etmedim. Kendisi de çok üstelemedi ve yatıp uyudu. Ben ise hüngür hüngür ağladım. Hem kıyamıyordum hem kızıyor hem de vicdan azabından ölüyordum.
         Akşama doğru uyandığında üzgün olduğumu (o kadar üzgündüm ki benim günümde mahvoldu), daha dikkatli davranması gerektiğini bu dağınıklık karşısında çok yorulduğumu ve benim gönlümü almak için yapması gerekenleri de uzun uzun anlattım. Umarım anlamıştır... Öpüşüp koklaştık ama kalbim hala üzgün...
         Eşimle bu durumu paylaştığımda "ceza vermeyecektin verdiysende arkasında duracaksın" dedi. Peki sizce ne yapmalıydım?

3 Ekim 2012 Çarşamba

KATİPLER KONAĞI




Her ay şirket arkadaşlarımızla öğlen yemeğine gidiyoruz. Her seferinde değişik yerler tercihimiz oluyor. Bu sefer Katipler Konağı'na konuk olduk. 

1 Ekim 2012 Pazartesi

KIRMIZI BİSİKLET




Babalar ve oğulları için yazılmış güzel bir kitap ama bizim babamız değil ben okudum:)) Genelde anneler ve kızları için kitaplar olur değil mi? Hatta anneler ve oğulları ile ilgili kitap tavsiyesi istiyorum. Şimdi bunu yazarken aklıma geldi de anne ve kız ilişkisi hep takdir görüp önemsenir ama anne oğul ilişkisi nedense sevimsiz sunulur. Annelerine bağlı erkek çocuklar "annelerinin sözünden çıkmaz" diye bir şey sözkonusu, gerçekten öğle mi? Kaynanalık damarım mı tuttu ne:)) Neyse kitap güzeldi keşke yayınlandığı tarihte okusaydım çünkü bazı anlatılan olayları anımsayamadım.

28 Eylül 2012 Cuma

TARİHE BİR YOLCULUK

 Hayırlı cumalar herkese
Bugün tarihi ve turistik bir gezi ile karşınızdayım
Bu günün anlam önemine göre biraz dünyalık biraz da ahiretlik bir gezi yazısı oldu
Nasıl mı fotolara bakınız...
 



Çorum Müzesi restore edildiğinden beri hiç gidip görmemiştik. Şirketteki arkadaşlarla hep isteyip yılladır gitmiyorduk. Bu ay bunu gerçekleştirmiş olduk. 

27 Eylül 2012 Perşembe

DÖVME


Tatile gittiğimizde Kayra dövme yaptırmak isteyip duruyordu. Bu yaşta tabiki geçici dövme... 
Dayısıgille çıktığı bir akşam Kerim'e dövme istiyor yaptırım diye gönderdim. Geldiğinde manzara buydu, adını yazdırmak istemiş. Güzel de olmuştu ama ömrü çok kısa sürdü:(( Hevesini almış oldu...

21 Eylül 2012 Cuma

KENDİME BİR NOT





  



Asla ve asla bir daha KÖPÜK SAÇ BOYASI alma. Evet akıllanmıyorum hep alıyorum ama bu son olsun büyük konuşmayım ama ölsem almam.

18 Eylül 2012 Salı

BUGÜN BENİM DOĞUMGÜNÜM



Bugün benim doğumgünüm (Bunu söyleyince hep Teomanın şarkısı gelir aklıma)
Artık hızla inişe geçtiğim yaşlardayım
Çocukken bu yaşlar bana ne kadar yaşlı gelirdi
İnsanın dışı yaşlanıyor ama içi hiç yaşlanmıyor.
Bana sorsanız daha liseyi yeni bitirdim:))

Bu yeni yaşımdan istediklerim
Sağlık, huzur, hayırlı evlatlar, kıymet bilen eş dost akraba, beni mutlu edecek olaylar
Ve artık yılların daha yavaş geçmesi...

13 Eylül 2012 Perşembe

MERSİNDE TATİL YAPMAK (Bu son tatil yazım sözz)


Bloğum hep gezi bloğu olsa ne çok isterdim. Çünkü gezmek değişik yerler görmek tek hobim diyebilirim. Ama bu hobimi gerçekleştirecek ne zaman ne de para bulabiliyorum:((
Eğer bir yere gidecek isem ora ile ilgili detaylı bilgi topluyorum. Gittiğim yerin her noktasını görme her lezzetini tatma imkanım olsun istiyorum. 7-24 güneşin altında yatıp, otelden çıkmayıp, etrafı görmeden gelmek hiç bana göre değil, Allahtan eşimde sever bu durumu hatta büyük oğlumda bu yönde ilerliyor ama çocuklar için havuz ya da deniz daha cazip geliyor.

10 Eylül 2012 Pazartesi

CENNET CEHENNEM-ADAMKAYALAR-KIZ KALESİ-SIKMA



Cennet - Cehennem göçüklerine giderken yolda Adamkayalar tabelası görüp rotamızı o yöne çevirdik. Git git dağın tepesini bulduk. Böyle güzel manzaralar gördük ama Adamkayaları göremedik:)) Herhalde sadece dağcılar gidebiliyor oralara dik merdivenler taşlara çizilmiş oklar eşliğinde gidiliyor herhalde, bunu başta tabelaya yazsalardı hiç oralara çıkmazdık.

7 Eylül 2012 Cuma

MERSİN TATİLİMİZ



Mersinde kaldığımız evin gün doğarken balkon manzarası... İlk gün çok erken kalktık çünkü erkeklerimiz bayram namazına gidecekti hatta gittiler ama yetişememişler. Şehir farkından yanlış hesaplamışlar:))

6 Eylül 2012 Perşembe

ŞEHİTLERİMİZ



Bu sözü binlerce kez söyledik herhalde... Evet vatan bölünmüyor ama evlatlarımız ölüyor. Bu sefer de oğlumuz doğuya gitmedi diye sevinen ana babaların ciğeri yandı. İki erkek annesi olarak zor bir durum. Bir yandan vadeleri yetmiş diyorum diğer yandan....... Allahım şehitlerimize rahmet etsin, önce ailelerine sonra ülkemize sabırlar versin.

3 Eylül 2012 Pazartesi

ZAMAN TÜNELİ

 Mersin yollarına devam



Benim için yolda iken resim çekmek büyük zevk oldu. Güzel bir de makinam olsa bu zevkin daha da katlanacak ama neyse...

1 Eylül 2012 Cumartesi

KÖY HAYATI

Uzun zamandır yazmıyorum değil mi? Sadece 1 hafta herşeyden uzak bir tatil yaptık. Çok çok iyi geldi. Sanki yeni bir ben olarak döndüm. Biriken işlerim eski beni hatırlattı ama olsun razıyım:))

Arife günü sahurdan sonra Mersin yollarına düştük. Malum kardeşimin eşi Yozgatlı. Geçerken babamın yanına uğrayalım dedi. İyiki demiş bu sayede köy havası almış olduk. 



Eşimin en büyük hayali "çiftliği olsun, hayvanları sebzeleri olsun" 

17 Ağustos 2012 Cuma

BAYRAM TATİLİ





Düğün dernek sonrası Ramazan derken biraz yorgun düştük. Tatili hakettik diye düşünüyorum. Bayram tatilini de uzatalım dedik. Anlayacağınız bayramda yokuz. Annem babam ve kardeşlerimden oluşan çekirdek ailemiz ve bu aileye katılan gelinler damatlar ve torunlar cümbür cemaat tatile gidiyoruz. Güzergahımız Mersin... Daha önce hiç gitmemiştik. Bayram sonu görüşmek üzere herkese iyi bayramlar.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

MİNİCİK BEDENİME DOKUNMA


Son iki yazım güzel haberlerden oluşuyordu. Ancak korktuğumuz neredeyse başımıza geliyordu. 
Kına gecesinde düğün salonunun içerisinde kadınlar, dışarıda ise erkekler oturuyordu.  Çocuklarımız her zamanki gibi bir içeride bir dışarıda oynuyorlardı.  Bilemiyorum ama bir anne olarak daha fazla nasıl dikkat 
edebilirdim. 

14 Ağustos 2012 Salı

KADİR GECESİ

Bu yılda bu mübarek güne kavuştuk. Allah tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları kabul etsin inşallah. Herkesin Kadir gecesi mübarek olsun.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

KINA GECEMİZ

Şayet Ramazan mahmurluğunu üzerimden atabilirsem kardeşimin düğününü anlatacağım inşallah. Malum oruç değil uyku bölünmesi biraz rahatsız ediyor o kadar, aslında bu duruma da alıştık...

Neyse ramazan öncesi son bekarımız olan tosbağaların dayısını evlendirdik. Onu da başgöz etmenin mutluluğunu yaşamış olduk. Kınagecesi Yozgat'ta yapıldı.


Kınalar yakıldı ama gelinimiz ağlamadı:))


Sağolsun kuaför beni Yalan Dünyadaki Tülay'a benzetmeseydi iyiydi ama 


Annem kına malzemelerini Ankara Çıkrıkçılar Yokuşundan almıştı. 



Salonda tam fotoğraf makinasını elime aldım bir baktım çalışmıyor:(( Evet bozuldu o yüzden çok detay çekemedim. Çoğunu telefonumdan çektim ve hala bir fotoğraf makinam yok. Artık iyi birşey almak istiyorum ama çok pahalı şu an alamam böyle de olmuyor bir çaresine bakacağız artık.

27 Temmuz 2012 Cuma

RAMAZAN, SICAK VE ÇOCUKLAR



Ramazan geldi hoşgeldi de bu sıcakları yanında niye getirdi. Biz onu tekbaşına daha çok severdik.
Gelmişler madem evimizin baş köşesine buyurup otursunlar. Aslında bu iki arkadaşa haksızlık ediyorum çünkü sabır da onlarla birlikte geldi bizleri memnun etti.

Neredeyse çöl sıcaklarında oruç tutuyoruz. Herhalde gerçek ramazan gerçek sabır bu olsa gerek.  
Dilerim herkes için hayırlı geçer

Bizim evde ise ramazan uykusuzluk dışında güzel geçiyor. Maaşallah Kayra da hepsini tuttu, aslında kıyamıyorum ama bir şekilde de alışması lazım. Kendisi tutmayım demiyor sadece sıcaklar yüzünden evden çıkmak istemiyor. Şimdilik bu şekilde devam.

Benim için ise en zoru sabah kalkıp işe gitme kısmı. Sahura kalkarken çok sorun yaşamıyorum hatta uykumu açınca ev işi bile yapıyorum ama tekrar yatıp sabah tekrar kalkma kısmı tam bir işkence bunu da öğle tatilinde 5 dk. kestirerek atlatmaya çalışıyorum.

Akşamdan yeyip yatmak hiç bana göre değil. Hem açıkmamış oluyorum hem de ramazanın maneviyatını hissedemiyorum. Kolaya kaçmak istemiyorum, Ramazanın güzellikleri hep beraber oturulan iftar ve sahurda saklı böyle yaşayıp çocuklarımın da böyle alışmasını istiyorum

Çok şükür klimalı bir ortamda çalışıyorum bu sebeple çok fazla şikayetlenmiyorum. Bu sıcaklarda dışarıda çalışıp oruç tutanlar için sabır diliyorum. Eminim onların sabrı ve sevapları bizden kat kat fazladır. Oruç tutmayan ve bu duyguyu bilmeyen için çok zormuş gibi algılanabilir. Nitekim etrafımızda çeşitli bahanelerle oruç tutmak istemeyenler var. Bence bu hem alışkanlık hem de ramazanın maneviyatında olan birşey.  Ben şahsen küçüklüğümden beri dayanamıyorum tutamam gibi bir olay yaşamadım. Bu nasıl birşeydir şahsen bilmiyorum. İşte bu noktada bu olaya alıştırılmak var bence Ben Kayra'ya sık sık oğlum boz artık sen küçüksün büyüyünce tutarsın desem bu ömür boyu böyle gidecek. Bunun yerine tutabilirsin, eğer orucunu tutarsan hediyem var gibi teşvik edici sözlerle, sahurda sevdiği yiyecekler hazırlayarak, beraber davulcuyu izleyerek iftar sonrası ramazan şenliklerine götürerek, babası ve kardeşi ile zaman zaman arkadaşları ile teravih namazına giderek, maneviyatını güçlendirmeye çalışıp bahaneler aramasına fırsat vermemek istiyorum. Allahım bu konuda anne babalara yardımcı olsun.

Herkese tekrar hayırlı ramazanlar

19 Temmuz 2012 Perşembe

SAMSUN GEZİSİ 2. BÖLÜM

Bandırma Vapurundan sonra yolumuzun üzerinde olan Hayvanat Bahçesine girdik. Küçük derli toplu ve güzel bir yer.

Hayvanat Bahçesi deyince çıldıran çocuklar

17 Temmuz 2012 Salı

BOL FOTOĞRAFLI SAMSUN GEZİSİ


1 Temmuz pazar günü Samsun'a gitmek üzere düştük yollara... Yıllardır gitmiyordum oysa ki bize sadece 2 saatlik mesafede güzel bir şehrimiz.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

NONİMİN GÜZEL HEDİYELERİ


Nonimin Haziran ayı çekişi bana çıkmıştı. Bu benim ilk çekiliş hediyem. Asi ruhuma uygun asi ruhlu hediyeler beni buldu:))

5 Temmuz 2012 Perşembe

İYİ Kİ DOĞMUŞSUN



Küçük tosbağamız Tuğramızın 5 yaşını bitirdiği gün. 
Çekirdek ailemizin en küçük ferdi
Canımız bir tanemiz
Hiç büyümeyecek olan tosbağamız

29 Haziran 2012 Cuma

DAVETSİZ MİSAFİRLER



Davetsiz misafirler diye neredeyse 2 yıldır balkonumu işgal eden vatandaşlardan bahsediyorum. Balkondaki dolabımın üzerine kullanmadığım saksıları koyarak güvercin ailesine bilmeden ev yapmışım:)) Yuva yıkanın yuvası olmazdan esinlenerek hiç problem etmedim. Ama onlar benim bu iyiliğime balkonumun ve astığım çamaşırların içine ederek karşılık verdiler. Geçen yaz tatile gitmelerini fırsat bilerek bir güzel ortalığı temizlemiş  saksının içine çok güzel yuva yaptıklarını ama yumurta bırakmadıklarını görmüştük, yuvayı temizlikte bile bozmamıştım. Bu sebeple tatil dönüşü bizim çekirdek aile tertemiz evlerine dönmüş oldular.

26 Haziran 2012 Salı

AFFET BENİ ANNE


Önceki akşam ergen olma yolunda hızla ilerleyen oğlumda tartıştık. Biz kendi çapımızda haklıyız o da haklı...
Sanırım bizi zor günler bekliyor

Kayra aslında çok duygusal bir çocuk ama duygularını göstermekte çok başarılı değil. Tuğra'nın ise içi dışı bir bi çocuk.. Tuğra hemen gönül almak ister dargın kalamaz kalmak da istemez. Ama Kayra kızdı mı döndürmek zor olur. Küs kalabilir. Böyle olmasını hiç istemezdim. O da üzülüyor farkındayım ama çoğu kez adım atan ben oluyorum biraz da o gayret etsin benim gönlümü alsın istiyorum.

O akşam bana "yaşlanınca ben de size böyle davranacağım size bakmayacağım" demesi ki bunu daha önce de söylemişti benim yıkılmama sebep oldu. Bu yaşta bunları düşünmesi beni çok fazla üzüyor. Şimdi çocuk böyle dedi diye böyle olacak değil biliyorum ama çok ağır bir söz...

22 Haziran 2012 Cuma

ANAOKULU ŞENLİKLERİ - MEZUNİYET


Bu sene anasınıfı şenlikleri hep yağmurlara denk geldi. Özellikle uçurtma şenliği çok kötü geçti:((
Kuyruksuz olan bizim uçurtmamız. Çok çok yükseklerdeydi...


Havanın durumunu görüyorsunuz, yağmur bastırınca nasıl kaçtığımızı bilemedik.

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...